Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı İmparatorluğundan merkeziyetçi bir yönetim yapısı devraldı. Cumhuriyet dönemi belediyeciliğini etkileyen düzenlemelerin başında anayasalar gelmektedir. Bunlardan ilki 1921 Anayasasıdır. Ankara'nın Başkent oluşu ve o günkü yöneticilerin örnek bir kent yaratma düşüncesi imar faaliyetlerini hızlandırmıştır. Bu yönüyle de Ankara, belediyecilik açısından önemli bir laboratuar olmuştur, ilkin 16 Şubat 1924 tarihinde 417 sayılı yasa ile Ankara Şehremaneti kurulmuştur.
Ankara Şehremaneti 1924-1930 yılları arasında çok önemli görevler üstlenmiştir. Bu dönemde bataklıklar kurutulmuş, kamulaştırmalar yapılmış, yapı malzemeleri için fabrikalar açılmış, çalışan işçilerin konut ihtiyacı giderilmiş, gaz deposu, un fabrikası ve fırın yaptırılmış, Ankara'nın imar planı için bir yarışma düzenlenmiştir.

Şehremaneti Yasası 1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılmıştır. 1580 sayılı yasa günümüze kadar çeşitli değişiklikler geçirmekle birlikte bugünkü belediyelerin görev, yetki ve sorumluluklarını belirleyen temel kaynak olmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan 1946 yılına kadarki dönem tek parti dönemi olduğundan demokratik kurumlara rastlanmamaktadır.
1580 sayılı yasadaki en önemli değişiklik 23.03.1984 tarihinde kabul edilen Büyükşehir Belediyelerinin Kuruluşu Hakkındaki 195 sayılı KHK ile olmuştur. Daha sonra bu kararname 09.07.1984 tarihinde 3030 sayılı yasa ile değiştirilmiştir.

Bu arada, yerel yönetim alanında yapılan en önemli düzenlemeler ise 1928 yılında kabul edilen 1351 sayılı "Ankara îmar Müdürlüğü Kanunu", 1933 yılında kabul edilen "Belediyeler Bankası Kanunu", 1945 yılında kabul edilen "İller Bankası" kanunu, 1956 yılında kabul edilen 6785 sayılı "İmar Kanunu" ve 1958 yılında 7116 sayılı yasa ile kabul edilen "İmar ve İskan Bakanlığının Kuruluşuna Dair Kanun" olmuştur. Bilahare 9 Kasım 1985 tarihinde 3194 sayılı yasa ile imar kanunu bugünkü halini almıştır.
Osmanlı devlet yapısına Batıdan geçen belediyecilik, uzun yıllar merkezi yönetimin gölgesinde kalarak unutulmuştur. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerden yeterince yararlanamamış, gayri safı milli hasıladan aldığı pay düşük kalmıştır. (% 0,5 civarında)
Merkezi hükümetlerce belediyelere kaynak aktarımı da genellikle belediye başkanlarının siyasi eğilimlerine göre belirlenmiştir. Bu nedenle belediyelerin büyük ve orta ölçekli kentsel projeler üretebilmesi için 1980'li yıllan beklemek gerekmiştir.
Bu yıllarda kabul edilen 2464 sayılı belediye gelirleri yasasıyla, belediyelerin gayri safî milli hasıladan elde ettiği pay bazı yıllarda % 4'e kadar çıkabilmiştir. 2380 sayılı yasa çerçevesinde nüfus esasına göre belediyelere verilen genel bütçe paylarına ilave olarak, 3030 sayılı yasa ile büyük şehir belediyelerine o ilde toplanan vergilerden ayrı bir pay verilmesi, emlak vergisi toplama yetkisinin belediyelere devredilmesi, çeşitli fonlardan ek kaynak tahsisi, belediyelere nispeten rahat bir nefes aldırmışsa da yapılan hizmetlerin kapsam ve derinliğine uygun bir ekonomik yapı oluşturulamamıştır.

Coğrafi Konum :
İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Türkiye Cumhuriyetinin başkenti Ankara, doğuda Kırşehir ve Kırıkkale; batıda Eskişehir; kuzeyde Çankırı; kuzeybatıda Bolu ve güneyde Konya ve Aksaray illeri ile çevrilidir. Ankara, Orta Anadolu’nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgedir. Güneyinde Tuz Gölü havzası ile Cihanbeyli Yaylası bu platoyu tamamlamaktadır. Bu bölgede orman alanları ile step ve bozkır alanlarının çevresi plato üzerinde yükselen dağlarla çevrilidir. Yüzölçümü ile Türkiye’nin ikinci büyük ili olan Ankara, 24.521 km2’lik bir alanı kapsamaktadır. 2000 Yılı genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu4.007.860'tır.Ankara'da tipik karasal İklim hüküm sürmekte olup, yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve kar yağışlı geçer. Yıllık ortalama sıcaklık 11,6 C'dir. En çok İlkbahar ve Kış aylarında yağış alır. Yıllık ortalama yağış miktarı 386,3 mm.dir.