İlçemizin taş çağlarından beri yoğun bir iskân dokusu ile meskun olduğu, çevrede bulunan kalıntılardan anlaşılmaktadır. Bu konuda yapılmakta olan araştırmalarda, başta yörede karga bıçağı denen obsidiyen ve sileks olmak üzere, çeşitli çakmak taşlarından yontulmuş araç gereç, bol miktarda bulunmaktadır. Hatta, Ambar vadisinin Goza Çelo mevkiindeki Karna höyüğünün 150 m kadar uzağına düşen bir tarlada obsidiyen malzeme o kadar bol bulunur ki, zamanında bir obsidiyen satış merkezinin burada bulunduğuna, yahut en azından buranın, bu malzemeyi taşıyan bir kervana her nasılsa son durak olduğuna dair kanaat hasıl olmaktadır.. İlçe çevresindeki tarihi alanlardan hiçbirinde bilimsel bir kazı çalışması yapılmadığı gibi, bu gibi yerler, definecilerin de tahrip ve yağmasına açık coğrafyadadır. Bununla birlikte yöre, oldukça zengin tarihi ören yerlerini ihata etmektedir. Sözgelimi, ilçe merkezinde yarım düzine kadar sarnıç ile bir o kadar kaya mezarı bulunmaktadır. Merkez kasabanın 4 km kadar batısından güneye doğru akmakta olan Ambar Çayı civarında bulunan tabii mağaralardan birkaçı ve özellikle de Uyuz Mağara, ihtiva ettikleri kalıntılardan, tarihöncesi çağlardan beri barınak olarak kullanıldıkları açıkça anlaşılmaktadır. Söz konusu vadide, ayrıca beş altı tane höyük, bir şehir kalıntısı, bir kale, ikisi yüksek uçurumlara oyulmuş ondan fazla kaya mezarı, barınak olarak kullanılmış bir suni mağara, taş havanlar, bulunmaktadır. İlçemizde on kadar höyük, iki yüzden fazla oyma mağara (bunların önemli bir kısmı Karaz, Şaklat ve Mendan mağara köylerinde toplanmıştır. Birincisinde 65, ikincisinde ise 15, üçüncüsünde ise 10 kadar mağara bir aradadır), Ambar, Şaklat, Arkbaşı köylerimizdeki üç ayrı tip kaya mezarının mevcudiyeti ve burada sayılamayacak daha pek çok tarihi kalıntı, yörenin, dünya çapında bilinen en eski medeniyetlerden olan Çayönü ile emsal ve çağdaş olduğunu düşündürmektedir. İlçemizde Hurri-Mitanni, Urartu (bu medeniyetten kaldığı düşünülen Hatun Köşkündeki kale, kaya mezarı, tüp geçit ve ören yeri kalıntıları, Ambar vadisinin yukarı mecralarında, Hani ilçemize bağlı Yayvan Köyünün 5 km kadar batısında bulunmaktadır), Asur (Speleolojik bakımdan pek kıymetli ve bakir bir hazine olan, fakat araştırılmadığı için amatör maceracıların hoyratça gezileri ile yörenin tamamında olduğu gibi definecilerin tahripkâr kaçak kazılarına mahal olmaktan kurtulamayan Bırklin mağaralarında bunlardan kalan yazıt ve kabartmalar ile duvar kalıntıları mevcuttur), Med, İskit, Pers, Helenistik/Selefkos, Roma (Bunlardan kalan Dakyanus Şehri harabeleri Fis Ovasının batısında yükselen tepede bulunmaktadır. Yöre halkı tarafından meşhur Ashâb-ı Kehf hikâyesinin burada geçtiğine inanılmakta ve bunların bir makamı da bu civarda bulunmaktadır.), Bizans, Abbasi, Mervani, Selçuklu, Artuklu, Eyyubi, Kölemen, Akkoyunlu ve Osmanlı egemenlikleri yaşanmıştır. Coğrafi Konum : İlimizin en küçük ve en yeni ilçesi olan Kocaköy İlçesinin Merkezi, 40°28’ doğu boylamı ile 30°07’ kuzey enlemininkesiştiği koordinat noktasında, Diyarbakır-Bingöl karayolunun (D 950) 62. km’sine rastlayan kesimin 3 km kadar batısında yer almaktadır. Kocaköy, Güneydoğu Toroslarının Pütürge-Sason yayını oluşturan dağ silsilesinin güney eteklerini oluşturan peneplenler üzerinde kuruludur. Burası, Afrika-Arabistan tektonik plâkasının Avrasya lâkasıyla “çarpıştığı” çizgidedir. Dolayısıyla ortalama otuz kırk yılda bir hayli yıkıcı depremlerin görüldüğü bir yöremizdir. Rakım, ortalama 950 m. Civarındadır. En yüksek noktalar, nakil baz istasyonu direğinin kurulduğu Pirî Mezarı Tepe 978 m., Mezarlık Tepesi 973 m. yüksekliktedir. İlçe merkezinin kurulduğu zemin, dağlık kesimi ovalık kesimden ayıran geniş bir vadinin güneye bakan yamacındadır.