Karkamış’ın iki yüzü vardır. Birincisi tarihin derinliklerinde yer almış, uygarlıklara, savaşlara ve saldırılara sahne olmuş, belgeleri ve izleri ile tarihe ışık tutmuş eski Karkamış. Diğeri onun devamı olan ve eskinin mirasına sahip şimdiki yani günümüzdeki Karkamış. Eski Karkamış Fırat nehrinin akış yönüne göre nehrin hemen sağında kurulmuş, daha sonra belirlenen Türkiye-Suriye sınırının Fırat'la kesiştiği üçgenin köşesinde yer alır, artık mayınlanmış o saha içerisinde maziyi andıran bir tümsek yığını gibi dünden bugüne, çağlar ötesinden günümüze ışık tutar. Birçok uygarlık izleri ve kalıntıları bağrında saklıdır, bir iz gibi. Ve derinliğinde daha nice olayların belgeleri vardır, kim bilir. Ve kim bilir kaç kez hükümdarlar, krallar ordularının atları ile buraları çiğnediler, tahrip ve yağma ettiler. Ve eski kent, yıkıla yapıla sonuçta bir tümsek görünümü aldı. Eski ve yeni Karkamış şimdi aralarındaki çok az mesafeyi saymazsak yan yana dururlar. Eski Karkamış zamanın törpüsü içinde yok olmuş ve belirtildiği üzere bir tümsek yığını haline gelmiş, ne sarayları kalmış ayakta ne de surları. Tarihi değerleri yağmalanmış, heykel ve sanat değeri olan eserler tahrip edilmiş durumda. Kabartma resimli duvarları yerle bir edilmiş ve savaş arabalarını çeken azgın atları, ne aslanları ve ne de kuvvetin simgesi boğaları kalmış artık. Eski kent ölgün bir harabe. Ama tarihe tanık, tarihe ışık tutmuş ve daha derinliğinde birçok gizleri saklar durumda. Saraylara yapı olmuş taşları merdiven basamakları tarihin ve mazinin birer parçası gibi duruyorlar. Bir şeyler çağrıştırıyor insana dünden bugünlere. Mezopotamya, Mısır, Anadolu yollarının kavşak noktasında bulunması nedeniyle Karkamış’ın coğrafi konumu tarih boyunca önem arz etmiştir. Bu durum ayrıca Karkamış’ın kesintisiz bir yerleşim alanı olmasını sağlamıştır. Karkamış’ta Yapılan Kazılar ve Kentin Ortaya Çıkarılması Kadeş savaşının ve tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş anlaşmasının yapıldığı yer olan Karkamış eski kenti ilk kez 1876 yılında İngiliz Hogatrh tarafından keşfedilmiş, yine bu şahıs tarafından o yıllarda yüzeysel bir araştırma yapılarak çeşitli eserler bulunmuştur.1912-1915 yılları arasında Sir Leonart Vooley başkanlığında Bannet,Lewrenve,Guy’dan oluşan kazı heyeti burada bir dizi kazı yapmış, 1915’ten sonra kazılara ara verilmiş ancak bu yıllardan önce Almanlar sonraları Birinci Dünya Savaşını takip eden yıllarda işgal gücü olarak bölgeye gelen İngilizler yaptıkları korsan kazılarla kentin birçok değerli eserlerini,kıymetli tarihi vesikaları almış ülkelerine götürmüşlerdir.Böylece Anadolunun diğer yerlerinde olduğu gibi burada da bir tarih yağmacılığı yapılmıştır.Daha sonra 1923 yılında tekrar kazı çalışmalarına başlanarak Karkamış’ın 1.Bin yılı Karkamış krallığı ortaya çıkarılır.kazı sonuçları ve arkeolojik buluntular üç cilt halinde İngilizce olarak “Garkamısh 123” olarak yayımlanmıştır. Eski Karkamış tarih içinde bir bakıma görevini tamamlayıp da yok olduktan sonra onun batı kısmına bugünkü yeni Karkamış kurulur.Yukarıda da bahsedildiği gibi eski ile yeni yan yanadır.Yeni Karkamış eski ile aynı doğrultuda Fırat'a dökülen Çiftlik çayı üzerine kurulmuş durumdadır.Ve şu andaki idari yapısı da ilçe statüsündedir.Milli mücadele sonunda Suriye ile belirlenen sınırın sıfır noktasında kalmıştır.Yine bu sınır anlaşması eski Karkamış’ın bir kısmını da sınırlarımızın dışında bırakmıştır. Coğrafi Konum : Karkamış ilçesi Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer almaktadır. Yüzölçümü 341.000 M2,rakımı ise 365 metredir.Gaziantep il merkezine 75 Km.lik bir yol ile bağlıdır.Karkamış ilçesinin doğusunda Fırat nehri,batısında Oğuzeli ilçesi,kuzeyinde Nizip ilçesi,Güneyinde Suriye devleti yer almaktadır.