İlk Ermenek yerleşimi ( şehir çekirdeği ) olan ( Marassa'nın ) şimdiki “ Maraspolli “ denilen mağaranın önündeki göçüklerin altından başlayarak “ İkidelik ” denilen “ Firan Kalesi ” önlerindeki yıkıntı ve göçük kayaların altında kaldığını gösteren işaretler vardır ... On'u aşkın Piskoposluğun “ Piskoposluk merkezi ” olarak tarihi bir özelliği yanında bir başka öne çıkan özelliği de uzun yıllar bir Türk beyliğine ( Karamanoğulları Beyliğine ) başkent oluşudur.1256 dan 1475 yılına kadar 250 yıla yakın hüküm süren “ Karamanoğulları Beyliği”nin Başkenti , Kültür ve sanat Merkezi olarak tarih sayfasında yer alan Ermenek'te Kerimüddin Karaman Bey'den sonra beyliğin başına oğlu MEHMET BEY geçmiş , büyük imar ve idari işler yanında 1277 Mayısında “Bu günden sonra Divanda , Dergahta , Barigahta , Mecliste ve Meydanda Türkçe'den başka dil kullanılmayacaktır .” Fermanı ile Türk dilini Fars-Arap dilleri baskısından kurtarıp , Öz Türkçemizi Türk Milletine kazandırmıştır.1960 yılından beri Karaman'da yapılan Türk Dil Bayramı Kutlama Programlarının açılışı 1998 Mayısından beri Beyliğin Başkentinin Ermenek olması , kurucusu Kerümiddin Karaman Bey ve Türk Dilinin mimarı olan oğlu Mehmet Bey'in ve kardeşi Mahmut Bey'in Türbesinin Ermenek'e bağlı Balkusan Köyünde bulunması nedeniyle Ermenek Aydınlarının gayretleri ile Ermenek'te yapılmaktadır. Tanzimatın ilanından sonra 1845 yılında yapılan yeni Vilayet teşkilatına göre Ermenek İÇEL SANCAK MERKEZİ olur . MUT, ANAMUR, SİLİFKE, GİLİNDİRE, KARATAŞ SANCAĞINA BAĞLANIR. 26 YIL-SANCAK MERKEZİ olarak hizmet verir. Coğrafi Konum : Ermenek, Güney Anadolu (Taşeli) Coğrafi yapısı içinde, Önceden Konya'ya bağlı iken 1989 yılında Karaman'a bağlanmış; 5000 yıldır insanların yaşadığı bir yerleşim merkezidir.Doğusunda Mut (87 km), Güneyinde Gülnar-Anamur (110 km), Batısında Alanya (320 km) Kuzeyinde Hadim-Bozkır, Karaman (Mut üzerinden: 160 km) ile sınırları vardır. Akdeniz iklimi ile İç Anadolu kara iklimi arasında bir geçiş bölgesidir. Denizden yüksekliği şehir içinde 1250-1300 m. olup çevresi oldukça yüksek dağ ve tepelerle çevrilidir. Ekilebilir toprakları azdır. Orman ve su bakımından zengin sayılır, Küçükbaş hayvancılık ve meyvecilik ile günlük hayata yönelik el sanatları, özel ve resmi sektörün işlettiği Linyit madenlerine bağlı, işletmeler ve taşımacılık halkın geçim kaynağıdır.Güneyinden geçen Göksu (Ermenek Çayı) ve kollarının oluşturduğu dar vadi tabanlarında ve yamaçlarda zeytinden incire, susamdan pamuğa, nardan cevize her türlü bitki ve meyveye karşılık; yüksekliği 2500 m.yi aşan çevre Toroslar'da Sedir, Ladin ve Köknar; eteklerinde çam ormanları arasında yer alan doğal güzellikler, dereler, pınarlar, çağlayanlar, dünya cenneti mesire yerleri, tertemiz havası, çevresinde İslamiyet öncesi ve sonrasına ait antik kentler, tarihi yapıları ile misafirperver, sıcak kanlı halkı ile turizme ve her türlü yatırıma açık bir dünya cennetidir. Balkusan, Altıntaş, Kamış ve Tekeçatı yaylaları vardır. Özellikle Balkusan yaylasında arıcılık yapılır. Balları meşhurdur. Buralarda çok çalba otu olur. Bu ottan elde edilen ballar Taşeli Yaylası'nın en beyaz, en nefis ballarıdır. Balkusan başta olmak üzere bu yaylalarda yapılan kaşar peyniri de çok nefistir. Özellikle Tekeçatı'nda ağaçların kuturları pek fazladır. Burası oldukça sulak ve çayırlıktır. Burada sığır ve at beslenir. Ermenek'in mesire yeri olarak ta en çok değerlendirildiği yerlerindendir. Tekeçatı Balkusan deresinin güneye devamı üzerinde ve eski Ermenek-Mut-Karaman yolu kavşağındaki derin vadiye Tekeçatı denir.