Köyün tarihçesini pek bilen yok. Köyün tarihçesi ile ilgili iki rivayet anlatılıyor:

Birinci rivayet şu: “Köyün Yiğenli Deresi" mevkinde "İnceşehir" denen bir yerleşim yeri varmış. Bu şehir zamanla viran olmuş. Bazı göçler yaşanmış. Oradan gelen bir kaç sülâle köyümüzün olduğu yere yer­leşmiş, ev yapmışlar. Büyüklerimiz Çiğdemli'den önce kurulduğunu, 7 hane olduğunu söylerlerdi. O mevkide dikdörtgen şeklinde mermer taşları, düz­gün direk taşları, horasan tuğla, duvar kalıntıları bulunmuştur.

Köye gelen ilk sülâleler: Kâyalgiller sülâlesi (Ankara-Keskin'den), Emiroğlu (Çekerek-Arpaç Köyü'nden) Karamehmetler. Kızıllar sülâlesi (Sor­gun Kayakışla Köyü'nden) gelmişlerdir. Ardıboşlar sülâlesi (Sivas'tan) Hacıarapgiller sülâlesi Hatay (Antakya)'dan gelmişler.

İkinci rivayet:Yaklaşık ikiyüz yıllık bir tarihi vardır. Köyün bulundğu yer önceden daha dağlıkmış. Meşe bolmuş. Bir şahıs ko­yunlarını otlatmak için geldiği bu yay­lada havanın birden bozması ve az suyu olan dereden selli, sulu sepken çoğalınca koyunları telef olmuş. Adı bi­linmeyen bu şahıs başından geçeni sorduklarında "İnce Sulu Dere... İnce Sulu Dere" diyerek bu felaketi anlatmış. Daha sonraları buraya gelip yerleşenler olunca, köyün adı "İncesu" olarak kal­mış.
Engebeli bir coğrafi yapıya sahip, orman köyüdür. Halilbaba Tepesi'nin güney eteğinde kurulmuştur. Do­ğusunda Araplı, kuzeyinde Karalık, gü­neyinde Karakız, batısında İsmailhacılı ve Çiğdemli Kasabası, kuzey-batısında Gevrek ile sınırdır. Halkın geçimi çift­çilik ve hayvancılığa dayanır. En çok buğday ve fasulye ekimi yapılır. Köy halkından mermer ustası çoktur. Dışardakilerin hemen hepsi mermer atöl­yesi açmışlardır. "İncesu Köyü Kalkınma Kooperatifi" halkın kendi aralarında kurduğu (1972) ve faaliyeti devam eden bir kooparetiftir.

İlçeye uzaklık
20 km

Erkek Nüfus
229

Kadın Nüfus
232

Toplam Nüfus
461



İlkokulu 1964 yılında yapılmıştır. Camisi 1974 yılında ya­pılmış, minaresi ise 1991'de hizmete girmiştir. Kur'ân Kursu ve İmam Evi bu­lunmaktadır

Kız Öğrenci
13

Erkek Öğrenci
24

Toplam Öğrenci
37




Öğretmen Sayısı
1


Köy Mevki Adları: Hendekderesi, Kamışcıkderesi, Ufadı te­pesi, Yağpınarı, Kevenlihüyüksırtı, Çağlankaya, Üntepe, Kırma, Çorahbaşı.
Sülâleler: Kâyalgiller, Hacıarapgil, Devrişgiller, Hüculgiller, Karamıstıkgiller, Congeller, Gafaal, Alçocukgil, Emirgil.

Kullanılan Soyadlar: Ünsal, Ceylan, Kızıl, Duran, Yeşil, Çelik, Bolat, Kızıloğlu, Demir, Şahin, Kaya, Doğan.

Lâkablar: Angıt, Kemçik, Şımgıllı, Varil, Küllük, Dişimangıç, Saddam, Kelkuru, Avara Osman, Kelmıdı, Alaş, Dilki Omo, Kazıkboyun, Eşekçi, Lorukuşu, Torbacı, Dallas, İbigüllü, Şipdili, Savıcı, Cırık, Bıdıl, Abaz, Katrancı, Kedi, Eke, Dinari, Ardıç, Köse, Palabaş, Bıdıl, Kendim, Kabak, Gubuduk, Bakan, Uykucu, Kel

Görev Yapan Muhtarlar: Abdullah Ünsal, Hayrullah Karakuş, Yusuf Çelik. Kadir Ceylan, Gazi Ceylan, Hamza Ceylan, Musa Ünsal, Sait Doğan, Yusuf Kaplan, Bahattin Kızıl, Nazmi Ünsal, Mehmet Doğan, Erdem Kızıl, Musa Doğan.

Görevli Muhtar
Musa ÜNSAL


Tren Çek:İncesu'lu Hüseyin Duran ve Meh­met Polat, Zile-Üçköy'den 17.000TL ye Türk Fiat traktör almışlar. Biraz para vermiş kalanı da senet yapmışlar.-Sorgun'a gidelim, senedimizi ver, paranı ödeyelim, diye alıp Sorgun'a getirmişler. Senedimizi ver köyden hemen paranı getirelim, diyerek, senedi alırlar. Traktör sahibi parasını ala­mayacağını anlayınca Hüseyin duran'a şöyle demiş.-Şu yanındaki gara yüzlü adam varya. Bu olduktan sonra, tren çek baba.

Güzlek Yurdu Mezrası:Köyün 4 km kuzey-doğusunda 15 hanelik bir mezra imiş. İncesu Köyü'ne bağlı imiş. Adına "Güzlek Yurdu" de­nirmiş. Görmek için gittiğimizde sadece bina temel duvarları kalmış. Bir virane ören yerine dönmüş.Halkının tamamını Kürtler oluşturuyormuş. Hayvancılık yaparlarmış. Sonraki yıllarda ilçe mer­kezine, Tatlı ve Sarıhamzalı köylerine göçmüşler."Güzlek Yurdu"nda; hatırı sayılır, çevrede düşkünlere yardım eden "Hüso Ağa" yaşarmış. Lâkabına "Üç Eşekli" derlermiş. Üç eşeği varken zengin ol­duğundan bu lâkap takılmış. Çok zen-ginmiş. 500 koyun, 200 sığır sağılan inekleri, çifter çifter koşu malları varmış. İneği ölen "Evden ağartı damarı kesildi" Öküzü ölen: "Kolum kanadım kırıldı" tahsildara borcu olan: "Evime dost düş­man içinde haciz gelecek." diyen, "Hüso Ağa"ya koşarmış. O da derdi, borcu olanı dinler; "Al götür şu tosunu koş" "şu ineği sağ" "Şu parayı tahsildara ver" der, hayır işler, dua alırmış. Gün dönümlü, dünya ölümlü.. Gün gelmiş "Hüso Ağa" ölmüş, yerini "Kop Kıranın Hacı" almış. O da yardım sever, yiğit birisiymiş. Onunda evinin yerinde yeller otağunda baykuşlar tünüyor. Velhasıl "Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı"...,,